En iyisi…

Şu an ne olmakta ise en iyisidir. Hangi durumda ya da kiminle ne yapıyor isek, olması gerekendir. 
Bazen olanlara anlam veremeyiz ya da bazı durumları beğenmeyiz. Oysa şu anda olan, en uygunudur. Elbette başka versiyonlar da olabilirdi…. ama olmadı. Bu durumda olmayana hayıflanıf  dikkatimizi şu andan başka yerlere vermektense, olanı sahiplenip biraz analiz etmek daha doğru olur.  Hangi aşamalardan geçerek bu sonuç oluştu,  hangi düşüncelerimle  bunu yarattım?
Her ne oluyorsa  bizim yaratımımız… o halde olan, en iyisi. Hiç kendimiz için kötü bir şey  yaratır mıyız? Sorun, her şeyi iyi ya da  kötü diye etiketlememizde belki de. Üzeri sadece bizim gördüğümüz etiketler yapıştırılmış bir sürü insan dolaşıyor çevremizde ve bir sürü durum oluşuyor yine üzeri etiketli. Bu kişi bana kaba davranıyor ( kötü) şu kişi beni sık sık arayıp ziyaret ediyor (iyi),  arabam bozuldu(kötü) tatile gidiyorum (iyi)
Tüm bu şeyleri etiketlediğimiz için onlar  iyi ve kötü olarak varlıklarını sürdürüyorlar hayatımızda.Oysa olan biteni sadece bir tanık olarak  izlemeyi başarsak onlar da sadece ‘olan’ olacaklar. Tepkilerimizle besleyip, pekiştirdiğimiz olaylar hayatımızın zikzaklarını oluşturuyorlar. Ya yukardayız ,  ya aşağıda.
Bizi inciten, üzen olaylara tepki göstermek  duygularımıza dokunduğu için doğal. Oysa onları yargılamadan izlemeyi başarırsak bizi incitmeyecek.  
Olayları yargılamadan takipetmek hayatın tam içinde olmak aslında. Bu tam anlamıyla  hayatla birlikte akmak. Tüm olanlar, olacaklara hazırlık. Olacakların, olması gerektiği gibi olması için bize kötü gibi gelen şeyler de olabilir. Biz tüm olanları izler, sebep ve sonuçları iyi analiz eder,  kabulle karşılarsak daha sonra ‘iyi’ etketli durumlar ve kişiler daha çok çıkacak karşımıza. Çünkü nedenini anlayıp daha sonraki yaratımlarımızı istediğimiz yönde değiştirebileceğiz.
Şu cümleleri hergün tekrarlamanın bunun için iyi bir adım olduğunu düşünüyorum.
‘Hiçbir şikayetim yok,  olan herşey için şükrediyorum. Şu an yaşamakta olduğumun, en iyisi olduğunu biliyorum.’
Sevgiyle,
Mine Erkan
Bu yazı Ana Sayfa kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yoruma kapalı.